From Sidelines
Sığırları çalıştırmaya gelince, felsefem şudur: Bana ihtiyaçları olursa, hemen atlarım ve çalışmaya başlarım. Ama yapmazlarsa, sembolik olarak kalemde olmak gibi bir arzum yok. İhtiyacım olursa orada olacağım. Ancak genel ilerlemeye hiçbir katkıda bulunmuyorsam, en kısa sürede kıçımın kenarına oturur ve en iyi yaptığım şeyi yapardım: tamamen ve arsızca değersiz olmak. Ama ben buna TAMAM! Ben gerçekten. benim için ağlama. Değersizliğimle bir bütünüm.
Ayrıca, içeride o kadar çok şımarık çocuk var ki, kimse fark etmiyor bile.
Karakterlerin Oyuncusu (soldan sağa): Kuzen T., 8 yaşındaki kızım, Marlboro Man, Pesky Tim (Tanrı bilir ne yapıyor), yeğenimin küçük sarışın pembe prensesi Kovboy Josh (ipli) ) ve… Missy—Buradaki Gerçek Kovboy Kız.
Missy, kesinlikle harika ve öyle görünmeyebileceğini biliyorum… ama kız tamamen giyinmişken tam bir çekicilik.
Ve isimsiz kalacak diğer bazı agorafobik, münzevi kırsal ev kadınlarının aksine, Missy zaman zaman dışarı çıkıp alışverişe gitmekten korkmuyor. Bu nedenle, yalnızca en son moda trendleri hakkında değil, aynı zamanda en son güzellik ürünleri, özellikle de saç ve vücutla ilgili olanlar hakkında genellikle tamamen günceldir. (Not: Gerçekten iğrenç olacak Tüylü Vücut Ürünleri demedim.) Her neyse, birkaç hafta önce yeğenimin pembe prensesi geceyi bizim evde geçirdi ve her zamanki gibi annesi bütün bir geceyi çanta takozuyla doldurdu. onun gerekli saç ürünleri. Şimdi pembe yeğenimin saçının ne olduğunu açıklamalıyım. bu gezegende ya da başka bir gezegende gördüğüm hiçbir saç gibi . Hiç bükülmüş ipek gördünüz mü? İşte yeğenimin saçı böyle ve yanından geçip komik göründüğünde birbirine karışıyor. Şaka yapmıyorum - saçını tarakla tarayabilirsin ve 30 saniye içinde yine ipeksi bir kafa karışıklığının karışık bir labirenti. Saçını yönetilebilir tutmak tam zamanlı bir iştir.
Bir noktam var. Bir düşüneyim… bu nedir? Ah! Hatırlıyorum. Demek Missy bunu... eşyalarını toplamıştı. Ve bana bezelye büyüklüğünde bir noktayı ellerime fışkırtmamı, onları birbirine sürtmemi ve onu duştan sonra beş dakika içinde karmaşık bir şekilde pembe prenses yeğenimin saçına uygulamamı söyledi, aksi takdirde saçlarının kararması mümkün değil, saçlarının uzaktan insan gibi olması bile mümkün değil. sonraki gün. Ben de yaptım. Bana söyleneni yaptım. Bezelye büyüklüğündeki kısmı avucuma püskürttüm ve jelatinimsi serumu pembe prenses yeğenimin saçına sürdüm. Ve sonra… ve sonra… en mucizevi şey oldu. elimi kokladım . Ve saniyeler içinde hayatımdaki her şey sonunda anlam kazandı. Benim LANDS, saç şeyi bildiğim en inanılmaz kokulu maddeydi. Ve o gece saatlerce -sanırım uykumda bile- ellerimi koklamaya devam ettim, gözlerimi kapattım ve o saç ürününün kesinlikle cennetsel kokusunda kendimi kaybettim. Tanrısaldı. Yüce. O kadar kutsal ki, neredeyse korkutucuydu. Ne olduğunu bilmek zorundaydım. Ancak Missy, tüm şişeyi paketlemek yerine, genel bir seyahat şişesi olan fahişeye küçük bir miktar koymuştu. Benden gerçeği saklamaya mı çalışıyordu? Sadece kızının saçlarının ipek gibi pürüzsüz görünmesini mi istiyordu? Bir gece önce duyularımı uyandıran o harika saç serumu neydi? Kendim dışında herkesi sığır çalışırken izlerken aklımdan geçen düşünceler bunlardı. İnsanları sığır çalışırken izlediğinizde, düşünmek için çok zamanınız olur.
hey, bayan ! diye bağırdım. Missy cevap verdi, Evet? yukarıya bile bakmadan.
H'nin saçında kullandığın saç malzemesinin adı ne? bana biraz almam lazım .
Oh, bunu beğendin ? Missy durdu ve cevap verdi. Dürüst olmak gerekirse, bunun gibi bir şey yok; saçınızı ipek gibi hissettirecek. sihir gibi . Ardından işine devam etti.
Sadece kokusunu seviyorum , Dedim. Bütün gece ellerimi defalarca koklamaya devam ettim. . Pesky Tim bana bir bakış attı.
peki saçında denedin mi ? diye sordu, başını markalama ütülerinden kaldırmadan. (Çok çalışkanmış gibi davranmayı seviyor ve benimle konuşmaya vakti yok. Evet, şey…evet…pekala.)
İyi, Dedim. Saçıma sürmek istemiyorum. Sadece koklamak istiyorum.
Tamam her neyse , diye yanıtladı. Missy bana bunu çok söyler.
Sonra dedi ki, Bir dahaki sefere şehirde olduğumda sana biraz alacağım .
Adının ne olduğunu bana hiç söylemedi. Ama bu senin için Missy: güzellik sırlarını başkalarıyla paylaşmayı her zaman reddediyor. Oh, elbette, arada bir bana bir kırıntı atacak - bana bir kırıntı atacak Bir dahaki sefere şehirde olduğumda sana biraz alacağım . Ama iş güzel olmam için gerekenleri bana söylemeye gelince, hiç de cömert değil. Ve nedenini de biliyorum. o yapmaz istemek ben güzel olmak. Evet işte bu.
Hareketli.
Merhaba baba ! Bebeğim Marlboro Man'i seviyor.
fırında barbekü tavuk budu
Ayrıca ayakkabımdan gübre almayı da seviyor. Ve umurumda değil - onu meşgul ediyor.
Ayakkabılardan bahsetmişken, 2002'den beri bunlara sahibim. Onlar benim bir parçam.
Ve bu kot pantolon? 2007'den beri bendeler.
Ve Missy hangi marka olduklarını sorarsa, ona söylemeyeceğim. sadece söyleyeceğim Bir dahaki sefere şehirde olduğumda sana biraz alacağım ve SHE'nin bundan nasıl hoşlandığını görün.
Sadece son sözü söylediğimde onu seviyorum.
________________________
Mesaj Senaryosu:
Saç ürünü bilgilerine sahibim! Missy'ye işkence edip tehdit ettim ve sonunda fasulyeleri döktü. Ayrıntılar için yorum 275'e bakın.
